Mutlu Çocuklar Yetiştirelim

Mutlu Çocuklar Yetiştirelim

'Kendi EGO’larınız yüzünden evlatlarınızı kullanamazsınız.'
 

Dünyaya getirdiğimiz evlatlarımız kimler için hayatlarını yaşıyor ? Pardon ya,  elalem için hayatlarını yaşıyor olduklarını unuttum. Öyle değil miydi ki küçüklükten beri anne babalar evlatlarını yarış atı gibi koşturmaya çalışmaları...

 ‘Aman evladım sen Ahmet’ten daha zekisin, aman kızım sen ders çalışmazsan akrabalara ne deriz ? Bak kızım Ayşe ne güzel başarılı sende başarılı olmalısın ? ‘ Aslında evlatlarımızı doğduğundan itibaren kıyaslama yarışına sokarız. Sonra ise eğitim ile kıyaslamaya devam ediyoruz… Kıyaslamanın bittiği nokta asla yok… Örnek vermek gerekirse ‘ Oğlum Mehmet’in arabasını gördün mü ? Sende neden yok ? Fatma Ayşen’in 4+1 lüks evini gördüm mü ? Sende okuyup kazansaydın senin de olurdu. Bunun gibi bir çok örneklemeler aklımıza geliyor…

Anne babalar sizlere soruyorum, evlatlarımızın hayata gelmelerinin sebebi bir kıyaslanma serüvenimiydi ? Onları yarış atı gibi o sınavdan bu sınava sürüklemenin anlamı neydi ? Hayır anlayamadığım taraf siz çocukken böyle yarış atı gibimi çalışırdınız ? Başarılarınızı elalem üzerine mi kurdunuz ? Eğer öyle ise şu an ki hayatınızdan ne kadar memnunsunuz ? Hepinizin çocukluğunda yarım kalmış hayalleri vardır... Aslında evlatlarınızı diğer çocuklar ile kıyaslamak o kadar tehlikeli bir çukur ki siz onların iyi olmasını istiyorken aslında onları çukurun dibine gömüyorsunuz farkında değilsiniz… Nasıl yani diyorsunuz anlatayım; siz evlatlarınızı her hangi bir durum konu olay altında kıyaslarken o evlat daha çok içine kapanıyor daha çok kıyaslanan kişiye nefret duyuyor. Hatta karşısında ki kişinin canını bile acıtıyor bu bir cimcikleme ile veya kolundan ısırma şeklinde hatta daha ileri ki boyut, kendi kendinin canını yakıyor ama sizin haberiniz bile olmuyor…  
Bu hayata hepimiz bir kez geliyoruz öyleyse bırakın herkes hayatını istediği gibi yaşasın okusun. Her çocuğumuz doktor, avukat, savcı, hakim, öğretmen mesleklerine sahip olmak zorunda değil. Her evladın yeteneği farklıdır. Önemli olan bu yeteneği ortaya çıkartabilmektir yani kıyaslamalar yapana kadar evlatlarınızın yeteneklerine bakın derim. Bu ülkenin ressama, imama, sporcuya, spikerine, yazarına, bulaşıkcıya, garsona vb. sektörlerin de çalışacak insana ihtiyacı var. Neden gözümüz hep yukarılarda ? 
Kendi EGO’larınız yüzünden evlatlarınızı kullanamazsınız!
Empati yapalım ve bu durumu biraz daha açalım. Siz çocuk olsaydınız annenizin babanızın seçtiği mesleğimi okumak isterdiniz yoksa kendi istediğiniz mesleğimi okumak istersiniz ? Kendimize dürüst olalım bir çoğunuz ailenizin zoruyla seçtiği mesleği yapıyorsunuz. Peki memnun musunuz? Bence değilsiniz ama kabullenilmiş çaresizliğinizden dolayı ses etmiyorsunuz. Bırakın artık evlatlarımız istedikleri bölümleri okusun bırakın kendileri yaşayıp öğrensin. Çünkü hiç bir tecrübe kişinin kendi başına gelmediği müddetçe durumu algılayamaz.... Sizin okumak istediğiniz bölümleri çocuklarınız okumak zorunda değil ! Sonra o çocuklar büyünce işlerine aşkla sarılmıyorlar mecburiyet ve çaresizlikten gidiyorlar.
 Diğer sorum ise maddi anlamda ne kadar  kazanmak isterdiniz ? Milyarlar mı yoksa fazlada gözüm yok deyip beni ve  ailemi idare edecek kadar para kazanmak mı istersiniz ? Bu nasıl soru diyorsunuz tabi ki milyarlar…Duralım✋ 
Bir örnekle milyarlar kazanan insanın hikayesini paylaşayım;
Sakıp Sabancı beyefendi,  Türkiye’nin en zengin iş adamlarından biri milyarları var her şey elinin altında lüks içinde hayatı yaşadı diye düşünüyoruz ama Metin adında bir oğlu var ve diyor ki, ‘Metin 27 yaşında zihinsel engelli. Çok fabrikalar yaptım bir sürü şeyler yaptım ama oğluma bir ayakkabı giydiremedim.’
Aslında Sakıp Sabancı beyefendi cümleleri ile olayı ne güzel özetlemiş oldu. Bırakın evlatlarınızın, milyarlar kazanabilmesini sağlamayı da sağlıkla para kazanmasını,  istediği mesleği yaparak geçimini sağlayabilmesine destek olun. Bırakın kıyaslamaları da kendi hür ve iradesiyle çalışsın hayatını yaşayıp mutlu insan olsun…
 

Aylinin Dünyası

Aylinin Dünyası

Aylinin Dünyası

Aylinin dünyası hakkında yazı