Bir Başak Toprağa Gider Bin Başak Filizlenir

Bir Başak Toprağa Gider Bin Başak Filizlenir

Beyhan annemin çok önemli bir isteği vardı; "Başak kızımın sivil şehit olarak anılmasını istiyorum"

Bazı insanları tanımadan çok seversiniz ya, işte ülke olarak kardeşimizi kalbimize aldık. Onu hayattayken tanıma fırsatına nail olamadım. Ama kıymetli annesi Beyhan annemizden biricik "Başağını" dinleme ve tanıma şansım oldu. Kardeşimizin haberini ilk okuduğumda fotoğrafına dakikalarca baktım ve göz yaşlarıma hâkim olamadım. O güzel fotoğrafta çok farklı duygular sezmişim. Çünkü güzel bir kalbe sahip olduğu o kadar belliydi ki… Zaten ülkemde hep iyiler kaybediyordu. Geçmiş yıllarda Münevver Karabulut dönemi ve yıllar sonra Özgecan, sonra Başak Cengiz ve nice kardeşlerimizi kaybettik. Maalesef bu süreçte değişen hiçbir şey olmadı. Kadınlarımızı, gençlerimizi kaybetmeye devam ediyoruz…
Aileye taziye ziyaretinde bulunduğum güne gelirsek; o gün bana eşlik seğerli öğretmenim ile habersiz ve on dakikalık görüşme niyetiyle gitmiştik. O kapıdan iki saat sonra ayrıldık. Ayaklarım o evden ayrılmamam, beynim ise annemizi daha fazla dinlemem gerektiğini söylese de ayrılmak zorunda kalmıştım. Geçirdiğim zaman diliminde ise Beyhan annemizden kızını yakından tanımaya çalıştım ve her cümlesi öyle derinden yüreğime dokunuyordu ki, tarifsiz acı ve duygular iç içe geçmişti…
Karıncayı bile incitmeyen, hiçbir haksızlığa boyun eğmeyen, adalet için ses olmaya çalışan, fırsat buldukça yazılar kaleme alan, resim yeteneği ile güzel resimlere imza atan; yeryüzünde karıncadan yaşlısına, her bir canlıya değer veren, kıymet veren bir Başak kardeşimiz vardı. Beyhan annemizin gözlerinde ki haklı öfkesi de bir ateş gibi yanıyordu. Biz anneler evlatlarımızı ne şartlarda büyütüyoruz, elin adamının gelip öldürmesi için miydi? Annemiz o kadar haklıydı ki, söyleyecek bir kelime bile boğazımdan çıkmadı. Sonra devam etti. Eğitim şart; önce aile eğitimi, okul eğitimi... Bu konularda dersler verilmeli. Herkes üzerine düşeni yapmalı, bu konu siyasi değil toplumsal sorun dedi. Evet annem öyle, doğru söylüyorsun; ki bu durum siyaset malzemesi olmayıp, herkes üzerine düşen görevi yapmalı. Yapılsaydı zaten bu denli kadın cinayetlerimiz de olmazdı…
Bu tarz konularda ilk anda herkes ailenin yanında olduğunu dile getirip, kameralar önünde ben buradayım imajı verirler. Bu çok klişe bir hareket olsa da Başak kardeşimin ailesine de tüm siyasi liderler başsağlığına gelerek onların acılarını paylaşıp, birkaç söz ile vaat verip gitmişler. Aslında bu durum bir tek kardeşimin ailesinin başına gelmiyordu. Gündeme bomba gibi düşen Münevver kardeşimizde de Özgecan’ımızda da standart prosedür uygulanmıştı. Beyhan annemin çok önemli bir isteği vardı; "Başak kızımın sivil şehit olarak anılmasını istiyorum" ki son derece yerinde bir istek (kaldı ki başsağlığına gelen üst düzey yetkili şehit olduğunu dile getirmişken icraatta bir hareket olmamıştı). Aile para için asla bu durumu istemiyordu. Buradaki istek çok ince bir ayrıntıya sahipti.  Diğer bir isteği ise diğer annelerimizle aynıydı. "Ağır, ama gerçekten de ağır cezaların gelmesini istiyorum. Başka Başaklar, başka canlar ölmesin." diyordu. Ahhh annem! Yıllardır kanayan yaramız... Bizler de ağır cezalar ile akan kanların son bulmasını istiyoruz ama düzen bunu nedense yapmıyor…
Başak kardeşimizin kabrine gittiğimde o tarifsiz duyguyu yaşadım. Taksi şoförü kardeşiniz mi diye sorduğunda "Evet, hayatta onu bir kez olsun tanımadım ama o, ölümüyle benim manevi kardeşim oldu." diyebildim… Sanki karşımdaymış gibi onunla konuştum ve ben ona bir söz verdim. O sözü yerine getirmek için elimden geleni yapacağım.
Öyle ki ilk girişimim olumsuzlukla sonuçlansa da ben inanıyorum başarılı şekilde ailenin isteğini yerine getirmiş olacağım. Pes edenler kaybeder ama ben mücadele ederek kazanıp, bir nebze de olsa ailenin yüzlerinde tebessüm oluşturacağım….

Son olarak son nefesime kadar ailenin yanında olmaya devam edeceğimi de dile getiriyorum.
 

Aylinin Dünyası

Aylinin Dünyası

Aylinin Dünyası

Aylinin dünyası hakkında yazı