Emeği Sömürülen Öğrencilerimiz

Emeği Sömürülen Öğrencilerimiz

Biz hangi ara böyle basit şeyleri küçümser olduk.

Geçenlerde bir alışveriş merkezinde dolaşırken kitap stantlarının olduğu bölüme geçtim. Kitapları incelerken standın başında bulunan genç kız ile diyaloga girdim. Çıtı pıtı bir kız, öğrenci olduğu her halinden belli idi. Kitaplar hakkında muhabbet ederken üniversite konusunda kendimizi bulduk. Eskişehir Üniversitesi’nde 4 yıllık sosyal hizmetler okuyormuş. Üstüne basa basa 4 yıl demesi garibime gitse de arkasından söylediği cümleler de neden vurgulama yaptığını anlamıştım. Eskişehir de 2 yıllık sosyal hizmetler bölümü de varmış. İnsanların 2 yıllık bölümler okuyan öğrencilere değer vermediğini ve küçümseyen gözlerle baktığını dile getirdi. Biz hangi ara böyle basit şeyleri küçümser olduk. Bu durumu karşı tarafa lanse ederken neden utanmıyoruz ? Peki karşınızdaki öğrencileri üzme hakkını kim verdi ? O an yutkunarak sadece ‘’haklısınız.’’ diyebildim. Ben de Eskişehir Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi radyo televizyon programcılığı 2 yıllık bölüme girdiğimde insanlar küçümsemiş ve okuyor gözüyle bakmamışlardı. Bu yüzden bu güler yüzlü öğrenciyi anlamam zor olmamıştı. Onu dinlemek istediğimden tek kelime ettikten sonra beni şaşırtan bir iddiada bulundu. Eskişehir de işverenler part time çalışmak isteyen öğrencilere saatine 5 ₺ veriyorlarmış. Kulaklarıma inanamadım. Belki de inanmak istemedim. Öğrencilerin 5 ₺ kazanmak İçin 1 saat, 20₺ kazanmak İçin 4 saat çalışması gerekiyordu. İş verenler ne kadar acımasız böyle! Peki öğrenci diye onları acımasız şekilde kullanma hakkını size kim verdi ? O gençler kendi evladınız olsaydı aynı ücreti mi verirdiniz ? Sigorta derdiniz de yok tabi... evlatlarımız kendi topraklarında komik diyebileceğim rakama kullandırılıyor. Elin yabancısı da Türkiye Cumhuriyeti’nde aylığa bağlanıyor... ADALETSİZ dünya burada da ön plana çıkıyor.
İsmini sormak aklıma bile gelmeyen genç kız söze devam ediyor: ‘’Geçen sene kredi kartımın taksitinin ödemesini yapabilmek için derslerimin olmadığı günler de ve hafta sonları para kazanırdım. Sabah 8 den akşam 10’a kadar çalışırdım. Siz hesaplama yapmadan 70₺ oluyor. Ailemden para almayan birisiyim kendi ayaklarımın üstünde durmalıydım.’’Ben bir kez daha onun adına üzülmüştüm. Bir o kadar da kızımızın güçlü ayakta kalma mücadelesine hayran kalmıştım. Üniversite dönemi başlamadığı İçin Ankara’ya gelmiş alışveriş merkezinde kitap satışı yaparak daha iyi kazanç sağlıyormuş. 2.5 hafta sonra Eskişehir’e döneceğini dile getirdi. Hani bir çok gencimiz iş yok diyor ya aslında işi beğenmeyen bir gençlik ve yetişkinler topluluğu var. 20 yaşında ayakları üzerinde durmak için mücadele veren kızımızın gururu ve savaşma azminin olduğunu görmüştüm. Bir yandan ise kitapları incelemeye devam etmeye çalışıyordum diğer yandan ise bu genç kıza nasıl yardımcı olurum diye düşünüyordum. Onun elinden tutmak istiyorum bu gence nasıl yardımcı olacaktım ? Ben böyle düşünürken genç konuşmaya devam ediyordu. ‘’Bu yıl aklımda üç yer var birisi kitapçı diğer ikisi de başka mekanlar onlar biraz daha iyi para verebileceklerini düşünüyorum’’ dedi ve sustu söz hakkı bana geçmişti. ‘’Öncelikle gönlünüzden geçen her şey güzelliklerle sonuçlansın. Gerçekten de zorlu bir süreç yaşamışsınız ve sizin adınıza üzüldüm. Emeğinizin karşılığının 5₺ olması şaşırtıcı bir o kadar da üzücü durum ama siz dimdik ayakta kalma mücadelesi vermişsiniz ki hala veriyorsunuz da söylenecek çok şey var . Vicdansız işverenleri de Allah ıslah etsin.’‘ dedim. Aslında yüreğimden geçen her şeyi söylemek istedim boğazım düğümlendi. Bir yandan da başka müşteriler kitapları incelediğinden onlarla ilgilensin diye sözümü uzatmamıştım. Alacağım kitapları kendisine uzattım o esnada nereli olduğunu sormak istedim ki kitapları eline verince sorumu da sordum.
Malatyalıymış. ‘’Kayısısı meşhurdur’’ dedim. ‘’ Evet benim babamda çiftçilik yapıyor’’ dedikten sonra gülümseyerek ne güzel diyebildim. Babası çiftçilik yaparak ekmeğini kazanıyor bahaneler üretmeksizin.İç sesimle toplumumuz da çiftçilere hak ettikleri değer verilmiyor diye düşüncelere kapıldım. Kitapların fiyatını söyleyince düşüncelerimden uyanmıştım ödememi yaptıktan sonra ‘’Allah’a ısmarladık yolunuz açık olsun’’ dedim ve arkamı dönerek stant yerinden uzaklaştım. Ayaklarım öne doğru gitse de ben bir yandan düşüncelerimin içinde bir çıkış yolu düşünüyordum. Bu insan daha 20 yaşında. Bu genç kızımıza nasıl destek olabilirim ? Peki Eskişehir’de 5 ₺ ye çalışmak zorunda kalan öğrencilerimizin hakiki haklarını kim verebilirdi ? Bu kazanç sistemini nasıl durdurabilirdim ? Bilmeyenler için söyleyeyim : Eskişehir denilince öğrencilerin yoğun olduğu şehir akla gelir. Genellikle farklı şehirlerden gelen gençler yurtlarda veya bir kaç arkadaş ortak ev kiralayarak hem okurlar hem çalışırlar (5₺ kazanca kazanmak dersek...) Herkesin ailesinin durumu iyi olmadığından hatta birçok genç öğrencimizin ailelerinin durumu iyi olmadığı için part time işlerde kendilerini buluyorlar. Sırf ailelerin üzerine yük olmamak için....
Daha önce Eskişehir’de bulunmuştum Böylesi güzel şehirde böyle vicdansız işverenlerin bulunması da trajik komik durum... Bu genç kız için yardım parası toplamak aklıma geldi. Bu yüzden de yarından itibaren kollarımı sıvayıp elimden geleni yapacağım. Dilerim yolum iyi insanlara çıkar ve bu gencimizi bir süre idare edecek maddi desteği sağlarım. Yarın da tekrar yanına uğrayacağım ve biraz daha hayat hikayesine ineceğim belki söylemek isteyip de söyleyemediği şeyler de vardır. Daha da yakından tanımak istiyorum. Allah karşıma bu insanı boşuna çıkarmadı. Rabbim bu kula destek sağlamam İçin karşılaştırdı. Elinden tutmalıyım ki kayıp gitmesin. Sonra ben Allah’a nasıl hesap verebilirim ? Akşam karanlığı çökmüştü benim aklım
hala bu genç kızdaydı. Söylediği cümlelere inanmıştım samimi bir dil kullanmıştı. Ama teyit almak adına Eskişehir’de okuyan yeğenime mesaj attım ve bu çalışma durumunu dile getirdiğim de ‘’evet abla genç kız doğru söylüyor ve genellikle garsonlar bu şekilde kazanıyor.’’ dedi ve bir kez daha yutkundum... Lütfen acımasız olmayın işverenler Lütfen öğrencilere kulak verelim Lütfen onların yardım çığlığına duyarlı olalım.
Lütfen lütfen lütfen… Bu genç kızımız Eskişehir’ deki tüm öğrenciler adına konuşmuştu. Öyleyse bizler de tüm öğrenciler adına işverenlere tepki gösterelim. Gerekli yerlere şikayet edelim.
Geçenlerde bir alışveriş merkezinde dolaşırken kitap stantlarının olduğu bölüme geçtim. Kitapları incelerken standın başında bulunan genç kız ile diyaloga girdim. Çıtı pıtı bir kız, öğrenci olduğu her halinden belli idi. Kitaplar hakkında muhabbet ederken üniversite konusunda kendimizi bulduk. Eskişehir Üniversitesi’nde 4 yıllık sosyal hizmetler okuyormuş. Üstüne basa basa 4 yıl demesi garibime gitse de arkasından söylediği cümleler de neden vurgulama yaptığını anlamıştım. Eskişehir de 2 yıllık sosyal hizmetler bölümü de varmış. İnsanların 2 yıllık bölümler okuyan öğrencilere değer vermediğini ve küçümseyen gözlerle baktığını dile getirdi. Biz hangi ara böyle basit şeyleri küçümser olduk. Bu durumu karşı tarafa lanse ederken neden utanmıyoruz ? Peki karşınızdaki öğrencileri üzme hakkını kim verdi ? O an yutkunarak sadece ‘’haklısınız.’’ diyebildim. Ben de Eskişehir Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi radyo televizyon programcılığı 2 yıllık bölüme girdiğimde insanlar küçümsemiş ve okuyor gözüyle bakmamışlardı. Bu yüzden bu güler yüzlü öğrenciyi anlamam zor olmamıştı. Onu dinlemek istediğimden tek kelime ettikten sonra beni şaşırtan bir iddiada bulundu. Eskişehir de işverenler part time çalışmak isteyen öğrencilere saatine 5 ₺ veriyorlarmış. Kulaklarıma inanamadım. Belki de inanmak istemedim. Öğrencilerin 5 ₺ kazanmak İçin 1 saat, 20₺ kazanmak İçin 4 saat çalışması gerekiyordu. İş verenler ne kadar acımasız böyle! Peki öğrenci diye onları acımasız şekilde kullanma hakkını size kim verdi ? O gençler kendi evladınız olsaydı aynı ücreti mi verirdiniz ? Sigorta derdiniz de yok tabi... evlatlarımız kendi topraklarında komik diyebileceğim rakama kullandırılıyor. Elin yabancısı da Türkiye Cumhuriyeti’nde aylığa bağlanıyor... ADALETSİZ dünya burada da ön plana çıkıyor.
İsmini sormak aklıma bile gelmeyen genç kız söze devam ediyor: ‘’Geçen sene kredi kartımın taksitinin ödemesini yapabilmek için derslerimin olmadığı günler de ve hafta sonları para kazanırdım. Sabah 8 den akşam 10’a kadar çalışırdım. Siz hesaplama yapmadan 70₺ oluyor. Ailemden para almayan birisiyim kendi ayaklarımın üstünde durmalıydım.’’Ben bir kez daha onun adına üzülmüştüm. Bir o kadar da kızımızın güçlü ayakta kalma mücadelesine hayran kalmıştım. Üniversite dönemi başlamadığı İçin Ankara’ya gelmiş alışveriş merkezinde kitap satışı yaparak daha iyi kazanç sağlıyormuş. 2.5 hafta sonra Eskişehir’e döneceğini dile getirdi. Hani bir çok gencimiz iş yok diyor ya aslında işi beğenmeyen bir gençlik ve yetişkinler topluluğu var. 20 yaşında ayakları üzerinde durmak için mücadele veren kızımızın gururu ve savaşma azminin olduğunu görmüştüm. Bir yandan ise kitapları incelemeye devam etmeye çalışıyordum diğer yandan ise bu genç kıza nasıl yardımcı olurum diye düşünüyordum. Onun elinden tutmak istiyorum bu gence nasıl yardımcı olacaktım ? Ben böyle düşünürken genç konuşmaya devam ediyordu. ‘’Bu yıl aklımda üç yer var birisi kitapçı diğer ikisi de başka mekanlar onlar biraz daha iyi para verebileceklerini düşünüyorum’’ dedi ve sustu söz hakkı bana geçmişti. ‘’Öncelikle gönlünüzden geçen her şey güzelliklerle sonuçlansın. Gerçekten de zorlu bir süreç yaşamışsınız ve sizin adınıza üzüldüm. Emeğinizin karşılığının 5₺ olması şaşırtıcı bir o kadar da üzücü durum ama siz dimdik ayakta kalma mücadelesi vermişsiniz ki hala veriyorsunuz da söylenecek çok şey var . Vicdansız işverenleri de Allah ıslah etsin.’‘ dedim. Aslında yüreğimden geçen her şeyi söylemek istedim boğazım düğümlendi. Bir yandan da başka müşteriler kitapları incelediğinden onlarla ilgilensin diye sözümü uzatmamıştım. Alacağım kitapları kendisine uzattım o esnada nereli olduğunu sormak istedim ki kitapları eline verince sorumu da sordum.
Malatyalıymış. ‘’Kayısısı meşhurdur’’ dedim. ‘’ Evet benim babamda çiftçilik yapıyor’’ dedikten sonra gülümseyerek ne güzel diyebildim. Babası çiftçilik yaparak ekmeğini kazanıyor bahaneler üretmeksizin.İç sesimle toplumumuz da çiftçilere hak ettikleri değer verilmiyor diye düşüncelere kapıldım. Kitapların fiyatını söyleyince düşüncelerimden uyanmıştım ödememi yaptıktan sonra ‘’Allah’a ısmarladık yolunuz açık olsun’’ dedim ve arkamı dönerek stant yerinden uzaklaştım. Ayaklarım öne doğru gitse de ben bir yandan düşüncelerimin içinde bir çıkış yolu düşünüyordum. Bu insan daha 20 yaşında. Bu genç kızımıza nasıl destek olabilirim ? Peki Eskişehir’de 5 ₺ ye çalışmak zorunda kalan öğrencilerimizin hakiki haklarını kim verebilirdi ? Bu kazanç sistemini nasıl durdurabilirdim ? Bilmeyenler için söyleyeyim : Eskişehir denilince öğrencilerin yoğun olduğu şehir akla gelir. Genellikle farklı şehirlerden gelen gençler yurtlarda veya bir kaç arkadaş ortak ev kiralayarak hem okurlar hem çalışırlar (5₺ kazanca kazanmak dersek...) Herkesin ailesinin durumu iyi olmadığından hatta birçok genç öğrencimizin ailelerinin durumu iyi olmadığı için part time işlerde kendilerini buluyorlar. Sırf ailelerin üzerine yük olmamak için....
Daha önce Eskişehir’de bulunmuştum Böylesi güzel şehirde böyle vicdansız işverenlerin bulunması da trajik komik durum... Bu genç kız için yardım parası toplamak aklıma geldi. Bu yüzden de yarından itibaren kollarımı sıvayıp elimden geleni yapacağım. Dilerim yolum iyi insanlara çıkar ve bu gencimizi bir süre idare edecek maddi desteği sağlarım. Yarın da tekrar yanına uğrayacağım ve biraz daha hayat hikayesine ineceğim belki söylemek isteyip de söyleyemediği şeyler de vardır. Daha da yakından tanımak istiyorum. Allah karşıma bu insanı boşuna çıkarmadı. Rabbim bu kula destek sağlamam İçin karşılaştırdı. Elinden tutmalıyım ki kayıp gitmesin. Sonra ben Allah’a nasıl hesap verebilirim ? Akşam karanlığı çökmüştü benim aklım
hala bu genç kızdaydı. Söylediği cümlelere inanmıştım samimi bir dil kullanmıştı. Ama teyit almak adına Eskişehir’de okuyan yeğenime mesaj attım ve bu çalışma durumunu dile getirdiğim de ‘’evet abla genç kız doğru söylüyor ve genellikle garsonlar bu şekilde kazanıyor.’’ dedi ve bir kez daha yutkundum... Lütfen acımasız olmayın işverenler Lütfen öğrencilere kulak verelim Lütfen onların yardım çığlığına duyarlı olalım.
Lütfen lütfen lütfen… Bu genç kızımız Eskişehir’ deki tüm öğrenciler adına konuşmuştu. Öyleyse bizler de tüm öğrenciler adına işverenlere tepki gösterelim. Gerekli yerlere şikayet edelim.
 

  • eskşehir,üniversite,hak,işveren,öğrenci,öğrenciolmak
Aylinin Dünyası

Aylinin Dünyası

Aylinin Dünyası

Aylinin dünyası hakkında yazı